Saudade



İnsanın en mühim icadı dil.
Dilin en basit parçası sesler. Seslere anlam yüklemiş insanlar zamanla, sonra da onlarla anlaşmaya başlamışız. Bu cümle bile beni keyiflendiriyor yahu, anlam > anlamak > anlaşmak.

Kimi kelimeleri çok severim, üzerinde kafa patlattığım kelimelerden biri de "ölüm". Ölüme bir sürü dilde bir dünya seste baktım, en yakıştırdığım "smrt" oldu. Bu tespitte Romain Gary'nin Kadının Işığı'nın da etkisi büyüktür tabi ki... Bir de "mort" var. Smrt ölümün Slav dillerindeki karşılığı genelde, mort da Latince'de. Mort dedin mi bir şeylerin bittiği hissi zort diye oturuyor adamın kafasına, ama smrt dedin mi iğrenç bir şeyler olduğunu hissediyorsun, pis bir koku geliyor hipotalamusuna adamın; smrt: bir yerlerde biri can çekişiyor, şişiyor, kurtlar sırtında leşini yemek için birbiri ardına dalıyor.
Bazı kelimelerin ise karşılığı yok başka dillerde, seslerde. Onlardan biri "gönül" çünkü gönül dediğin ne yürek, ne kalp... Gönül: tertemiz, berrak, ferah. Huzur da öyle, en güzel ses karşılığı Türkçe'de bence. Aynı anlamı başka bir seste bulamıyorum sanki, comfort değil, pohodli değil, huzur yahu huzur!

Böyle çok sevdiğim bir kelime de Portekizce'de ses bulmuş: Saudade. Solitude'un da türediği Latince Solitatem kelimesinden geliyor aslında, yalnızlıktan türemiş lâkin adamların yalnızlık için kelimeleri ayrı: solidão. Saudade'ye Türkçe karşılık ararken melankoli diyebilir belki bir başkası ama ben demem. Saudade hem mutluluk hem mutsuzluğu barındırıyor içinde. Neşenin ve hüznün tınısı içerisinde, ölümün saadeti diye fısıldıyor gönlüm de yok saadet de değil, ölüm de değil. Özlem ama olana ve artık olmayana değil, olabileceklere de belki de, üstelik sadece özlem de değil istek de var içinde... Hem sadece üzüntü yaratmıyor umut da var!

Saudade, hayatın özeti bu aralar.

* Hiç eskimeyecek bir albüm önerisi, hep bu kelimeyi anımsatan: İncesaz - Eylül Şarkıları

Not: Fotoğraflardan ilkini Modern ve Ötesi sergisinde çektim, ikincisi Karaköy - Kadıköy vapurundan.

3 comments:

  1. Ben de bir ara merak etmiş,takılmıştım saudade'ye Cesare Evora'ya mütevellit. Sonra ekşi sözlükteki şu iki dize hoşuma gitmişti:
    iki oktay rifat dizesiyle şöylece açıklanabilecek hissiyat; "güzel şeyler düşünmeme rağmen / ağlamak geliyor içimden"

    ReplyDelete
  2. harika bir şarkı: http://www.youtube.com/watch?v=0djuGyISzNE

    ReplyDelete
  3. biri de efkârı ve damarı öğretse brezilyalı ve portekizlilere :)

    ReplyDelete